ŞİİRLERLE MENKIBELER - SEYYİD ABDÜLHAKİM ARVASİ (Kuddise Sirruh) - 12

HARBE GİRMEYİZ, AMA...

“Necip Fâzıl” anlatır: Bindokuzyüz kırkbir’de,
Ben, yazı yazıyordum gazetenin birinde.

İkinci dünyâ harbi patladığı zamanlar,
Hattâ sınırımıza dayanmıştı Almanlar.

Bir an meselesiydi harbe iştirâkimiz.
“Muhakkak” gözü ile, bakıyorduk buna biz.

Günlük yazılarımda bunu savunuyordum.
(Muhakkak biz de harbe gireceğiz) diyordum.

Çünkü hâdiselerin seyrinde öyle bir hâl,
Vardı ki, bize göre, yoktu başka ihtimâl.

"Efendi"nin yanına gitmiştim o günlerde.
Bunu savunmuş idim, o mübârek yerde de.

Beni, büyük sabırla dinleyip o büyük zât,
Sonra da bana bakıp, buyurdu ki o sâat:

(Hayır, harbe girmeyiz, yanlış bu düşünceler.
Fakat pahalılık ve yokluk gelir bu sefer.)

Zaman sonra, hepimiz gördük ki hakîkaten,
Buyurdukları gibi vukûa geldi aynen.

Harbe girmedik ama, geldi bir pahalılık.
Öyle ki, halkın gücü kalmadı buna artık.

Benim o tahmînlerim “Boş” çıktı tamâmiyle.
O zâtın buyurduğu, vâki oldu ayniyle.

Hak teâlâ veriyor onlara bu bilgiyi.
Onlar da, bu bilgiyle görüyor ileriyi.

Onun sevdiklerinden var idi ki “Cevat Bey”,
Onun dahî başından geçmişti şöyle bir şey:

Kendisi anlatıyor: Sakarya savaşında,
Ben dahî üsteğmendim bir birliğin başında.

Ric'at emri verilmiş, ordu çekiliyordu.
“Ankara boşalıyor” haberi geliyordu.

"Efendi", bu fakîre buyurdu ki o vakit:
(Cevat, âcil olarak hemen Ankara’ya git!

Ordu komutanına çık ve de ki o zaman:
Beni, kendi hâlinde gönderdi bir müslümân.

Dedi ki, "Göstersinler biraz daha metânet.
En son bizim olacak elbet muvaffakıyet.")

(Peki Efendim!) deyip, ben gittim Ankara’ya.
İlettim bu haberi vazîfeli paşaya.

O müjdeyi alınca, memnun oldu begâyet.
Ve ric'atı durdurup, daha çok etti gayret.

Ben de gidip, bilfiil katıldım ordumuza.
Harbe girip savaştım, sonra omuz omuza.

Yara alıp, savaştan çıktım gâzi olarak.
Bize çok yardım etti, bu harpte cenâb-ı Hak.

O büyük evliyânın buyurdukları gibi,
Harpte muvaffakıyyet, bizim oldu tabii.)

Yâ Rabbî, çok sevdiğin bu "Velî" hürmetine,
Kavuştur bizi onun hâlis muhabbetine.

Abdüllatif Uyan

Yorumlar