TARİHTE BUGÜN: ESKİ BAŞBAKAN ADNAN MENDERES'İN İDAMI (1961)

17 Eylül 1961’de Demokrat Parti devri Başbakanı Adnan Menderes idam edildi. Demokrat Parti dönemine adını veren kişilerin başında olan Adnan Menderes, bu partinin de kurucularındandı. 14 Mayıs 1950 tarihinde DP’nin iktidara gelmesiyle Başbakan olmuş, 27 Mayıs 1960 ihtilâline kadar da bu görevde kalmıştı.

Yassıada Mahkemeleri’nde yargılanan Adnan Menderes, hakkında verilen cezanın Milli Birlik Komitesi’nin tasdikiyle İmralı Adası’nda asılmak suretiyle şehit edilmiştir.

İmralı Adası’nda bulunan naaşı, 17 Eylül 1990’da, Topkapı’da yaptırılan Anıt Mezar’a, devlet töreni ile nakledilmiş, itibarları devletçe iade edilmiştir.

Adnan Menderes’in son anları çok konuşulmuş ve çok yazılmıştır. Necip Fazıl Kısakürek “Son Posta” gazetesinde infazda görevli iki gardiyanın izlenimlerine dayanarak Menderes’in idamı sırasında neler yaşandığını kaleme almıştı. Necip Fazıl’a göre Menderes, tam boynuna ilmek geçirileceği sırada cellada; ‘Dur!’ demiş ve dudakları yalnız kendi gönül kulağına ve Allaha hitap ederek 2-3 dakika boyunca kıpırdamıştır. Ne okuduğu belli olmamakla birlikte dua ettiği besbellidir.

Yassıada’da idama mahkûm edilip, cezası müebbete çevrilen Bolu Milletvekili Reşat Akşemsettinoğlu, hatıralarında Menderes’in son anını İmralı’daki hücresinden şöyle aktarmıştır:

“Dışarıda hava birdenbire kararmıştı. Koğuşta dahi birbirimizi seçemez olmuştuk. Saat tam 13.23’te ‘Allah’ sesi bir anda etrafa yayıldı. Bu ses Menderes’in sesi idi. İki dakika sonra saat 13.25’te semadan tufan hâlinde bir yağmur sağanağı indi. Bu sağanak sanki ağaçları, binaları, insanları, eşyaları, gökten sürükleyip getiren bir seldi. İmralı’da bulunan karaağaçların dallarında tüneyen on binlerce kuş, yağmurun şiddetinden dolayı yerlerinden fırlayıp havaya süzülmüşler ve etrafı büsbütün karartmışlardı...”

Sonradan öğrendiğimize göre hakim, savcı ve subay maskesi altında idamını seyretmeye gelen katiller, yağmurun şiddeti karşısında çil yavrusu gibi etrafa kaçarak Menderes’in son anını görmek zevkinden mahrum kalmışlardı.

Mustafa Armağan

Kaynak: Türkiye Takvimi

Yorumlar